T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
DİYARBAKIR / HAZRO - Yazgı İmam Hatip Ortaokulu

DEĞERLER EĞİTİMİ

DEĞERLER EĞİTİMİ / ŞEFKAT VE MERHAMET

Şefkat ve merhamet; kalpleri yumuşatan, kin ve düşmanlığı yok eden, nefretin yerine sevgiyi getiren, insanları birbirlerine yaklaştıran ve bağlayan bir vasıftır. Anne, baba, çocuklar, kadınlar, yaşlılar, yetimler, kimsesizler, hastalar ve yoksullar başta olmak üzere tüm insanlara şefkat ve merhamet göstermenin yanı sıra diğer tüm canlılara da şefkatli ve merhametli davranmak görevimizdir. 

ŞEFKATli VE MERHAMETLİ İNSAN....

Yardım severdir. Alçak gönüllüdür. Hayır severdir. Fedakardır. Hoşgörülüdür. Saygılıdır. Cömerttir. Sadaka verir. Destek olur. Katkıda bulunur. Empatik yaklaşır. Güler yüzlüdür. Sabırlıdır. -Bencillikten -Çıkarcılıktan -Kibirden -Nankörlükten -Menfaatçilikten -Cimrilikten

- Vurdum duymazlıktan -Karşısındakini anlamadan yargılamaktan -Asık suratlı olmaktan -Aceleci olmaktan UZAK DURUR...

ŞEFKATLİ VE MERHAMETLİ BİR ÇOCUK YETİŞTİRMEK İÇİN:

Sabahları güler yüzlü olun ve GÜNAYDIN demeyi unutmayın Çocuğunuzun arkadaşları ve kardeşleriyle sevdiği bir oyuncağını paylaşmasını teşvik edin. Birlikte bir hastayı ziyaret edin. Size ve arkadaşına sevgisini ifade etmesini sağlayın, bunun için önce siz ifade edin. Yardıma ihtiyacınız olduğunda onlardan yardım isteyin. Çocuğunuzda olumlu yardımlaşma davranışları gördüğünüzde onu motive edin. Akrabalarınızı birlikte ziyaret edin. Çocuğunuzun sevdiği arkadaşına birlikte hediye alın. Birlikte bir yardım kurumunu ziyaret edin. Şefkat ve merhamet ile ilgili davranış örnekleri, hikâyeleri anlatın. Hayatta mutlu olmanın başkalarını mutlu etmek olduğunu sıklıkla vurgulayın. Sizden yardım isteyen birine asla hayır demeyin. Geri çevirmeniz gerekiyorsa mantıklı bir sebep söyleyin.

ŞEFKAT VE MERHAMETLE İLGİLİ KISA KISA.... KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN VE KARINCA

İstanbul' da güneşli bir sabahtı. Topkapı Sarayı'nın avlusunda bulunan has odanın kapısı açıldı. Başında görkemli bir kavuk taşıyan, uzun boylu genç, ağır adımlarla bahçeye doğru ilerledi. Bu genç bütün dünyaya hükmeden Osmanlı Devleti'nin kudretli hükümdarı Kanuni Sultan Süleyman'dı. Kanuni işinden vakit bulduğu zamanlarda hava almak için arka bahçeye çıkar, ağaçları denizin maviliğini seyrederdi. Ağaçlardan birkaç tanesinin yapraklarının buruşmuş olduğunu gördü. Aklına hemen bu ağaçları ilaçlatmak geldi. Fakat birden durakladı. Ağaçlarda karıncalar vardı. Karıncalar da can taşıyordu. Onlara zarar vermek doğru muydu? Bir türlü işin içinden çıkamayan Kanuni, meseleyi çözmek için hocası Ebusuud Efendiyi aradı. Hocası odasında yoktu. Hemen oracıkta bulunan bir kağıt parçasına kafasını kurcalayan soruyu yazdı ve hocasının rahlesinin üzerine bırakarak oradan ayrıldı. Hocası odasına geldiğinde kağıdı görmüştü. Yazıyı okuduktan sonra hocası da Kanuni'ye bir not yazdı. Kanuni Sultan Süleyman, yeniden hocasının odasına uğradı. Hocası odada yoktu. Rahlenin üzerine bıraktığı kağıt parçasına yazılmış notu gördü. Merakla yazıya doğru eğildi. Okuduktan sonra tebessüm etti. Kağıdın üst kısmında Kanuni'nin hocasına yazdığı soru vardı. Merhametli sultan hocasına şöyle diyordu: " Meyve ağaçlarını sarınca karınca, Günah var mı karıncayı kırınca?" Hocası Ebussuud Efendi ise sorunun altına şu cümleleri eklemişti. " Yarın Hakk' ın Divanına varınca, Süleyman.'dan hakkın alır karınca!" Evet, merhametimiz o kadar büyük olmalı ki, bir küçücük karınca bile bunun dışında kalmamalı. İşte bu ahlak ile ahlaklanan Kanuni Sultan Süleyman, bir karınca karşısında duraklamış ve onu incitmekten çekinmiştir.

                Faaliyetlerde katkısı olan öğretmen ve öğrencilerimize teşekkür ederiz.

 

 


08-05-202308-05-2023

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin
Yayın: 08.05.2023 - Güncelleme: 08.05.2023 12:44 - Görüntülenme: 62
  Beğen | 0  kişi beğendi